Ritim bozukluğu kalbin doğal atışının dışındaki durumlar olarak tanımlanıyor. Ritim bozukluğunun kalpten yahut kalp dışından kaynaklanan birçok sebebi bulunuyor. Kansızlık, tiroid bezi bozuklukları, kalp krizi ve kalp yetmezliği üzere önemli kalp hastalıklarının yanı sıra doğuştan var olan kalp anomalileri nedeniyle de ritim bozukluğu gelişebiliyor. Kalpte ritim bozukluklarının tedavi edilmemesi önemli sorunlara yol açabiliyor. Ritim bozukluğunun hangi sebeplerden kaynaklandığını ve eşlik eden kalp hastalığı olup olmadığını bilmek, tedavi planlaması açısından son derece kıymet taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sabri Demircan, kalpte ritim bozukluğu ve tedavi metotları hakkında bilgi verdi.
Ritim bozukluğunda en sık görülen şikayet çarpıntıdır
Aritmi olarak da isimlendirilen ritim bozukluğu, nizamlı kalp atımının bozulmasıdır. Ritim bozukluğu nabız düşmesi (bradikardi) ya da nabız yükselmesi (taşikardi) halinde olabilir. Toplumda tekleme olarak bilinen, çok sık şikayet sebebi olan ekstrasistol denilen çarpıntı biçiminde de görülebilir. Ritim bozukluğunda hastaların birinci müracaat şikayeti çarpıntıdır. Çarpıntı kişin kalp atışlarını hissetmesi olarak tanımlanmakta olup, kalp yavaş, kuvvetli, süratli yahut sistemsiz atabilmektedir. Çarpıntı, hareketten bağımsız hasta istirahatteyken birden başlayabilir ve birden bitebilir. Ritim bozukluğunun çeşidi ve ciddiyetine nazaran tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk hatta bayılmalara kadar giden şikayetler de görülebilir. Aritmi tanısı için evvel ayrıntılı bir muayene yapılır ve laboratuvar testlerinden yardım alınabilir. EKG, Ekokardiyografi ve 24 saat süren Ritim Holter takibi ile ritim bozukluğu tanısı koymak mümkündür. Tedavi bu bilgilere nazaran şekillendirilmektedir.
İlacın yetersiz kaldığı aritmilere girişimsel formüller uygulanabiliyor
Birçok aritmi tedavi gerektirmeyecek kadar pak olabilmektedir. Kişinin çok rahatsız hissettiği durumlarda ilaç tedavileri ile ritim bozukluğu tedavi edilebilmektedir. Hayati tehlikeye sebep olabilecek ritim bozukluklarında ise şok verme özelliği olan kalp pilleri gerekebilmektedir. Ritm bozukluğu olan bireylerde elektrofizyolojik çalışma ismi verilen işlemle tanı ve tedavi sisteminin belirlenmesi sağlanabilir. Genelde bacak damalarından girilerek toplardamarlardan geçmek suretiyle kalbe kadar ulaşılması ve kalbe elektrot kateter denilen ince kabloların yerleştirilmesiyle gerçekleştirilen girişimsel bir sistemdir. Kalbin içinden direkt alınan elektrik sinyalleri gelişmiş bilgisayarlar aracılığıyla kıymetlendirilerek olağandan sapmalar araştırılır. Aritmiye kalbin elektriksel devresindeki bozulmalar ve aksaklıklar sebep oluyorsa bozuk olan odaya elektrot yani kalp pili yerleştirilmektedir.
Kalp dokusundaki olağandışı elektrik sinyallerini bloke ediliyor
Nabız yükselmesi sonucu oluşan ritim bozuklukları ilaçlarla ya da ablasyon tekniğiyle tedavi edilebilmektedir. Eğer hastanın ilaçla denetim edilemeyen taşikardileri varsa, kateter ablasyonu önerilebilir. Kateter ablasyonu, aritmiden sorumlu elektrik hücrelerini yok ederek aritmiyi durdurmayı amaçlayan minimal invaziv bir müdahaledir. Ablasyon tedavisi kalpteki ritim bozukluğunun fazla odaklardan ötürü meydan geldiğinin kesin olduğu durumlarda uygulanmaktadır. Bu prosedürün hedefi, kalp dokusundaki olağandışı elektrik sinyalleri bloke ediliyor. Ablasyon yoluyla bu fazla odaklar ortadan kaldırılmaktadır. Çeşitli kateter ablasyon aygıtları ve teknikleri kullanılabilir. Uygulandıkları güç cinsine bağlı ısı bazlı radyofrekans (RF) ablasyonu ve soğuk bazlı kriyoablasyon olarak iki kategoriye ayrılır.
Ablasyon tedavisi sonrası birkaç gün içinde günlük yaşama dönülüyor
Ablasyon formülü mümkün olduğunda lokal anestezi ile yapılmaktadır. Bunda temel maksat, hastalara ritim bozukluğunu bir halde yaşatmaktır. Kasık ya da kolda bulunan toplardamarlardan kateterle kalbe kadar girilir. Uygulama yapılacak bölge lokal bir enjeksiyonla uyuşturulduktan sonra süreç uygulanmaktadır. Süreç kasıktan girilerek yapıldığı için hasta birkaç gün kasık bölgesinde ağrı duyabilmektedir. Hasta birkaç gün içinde gündelik hayatına dönebilir. Aritmi ablasyon tedavisinden sonra hasta sigara kullanıyorsa sigarayı bırakmalıdır. Çok çay ve kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Tansiyon ve diyabet üzere eşlik eden hastalıklar varsa denetimi kesinlikle sağlanmalıdır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın