Ülkemizde her 3 bireyden birinin hipertansiyon hastası olduğu biliniyor. Lakin bu sinsi hastalık uzun yıllar hiçbir belirti vermeden ‘sessizce’ ilerleyebildiği için sayının çok daha yüksek olduğu öngörülüyor. ‘Sessiz hipertansiyon’da, yüksek hipertansiyonunun yol açtığı baş ağrısı yahut baş dönmesi üzere meseleler yaşanmadığını yani rastgele bir ihtar işareti olmadığını belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci “Kişinin hiçbir şikayeti olmasa bile yüksek tansiyon tekrar de organlara ziyan vererek kalp hastalığı, felç ve böbrek hastalığı üzere çok önemli hastalıkların riskini artırabiliyor. Bu nedenle sessiz katil olarak da adlandırılıyor” diyor. Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında yaptığı açıklamada, hipertansiyon hakkında bilinmesi gereken 5 noktayı anlattı, ‘sessiz hipertansiyon’a yönelik değerli ihtarlar ve tekliflerde bulundu.
Bu risklere dikkat!
Sessiz hipertansiyon görünürde hiçbir şikayete yol açmadığı için “benim bir sıkıntım yok” yanılgısına düşmemek gerektiğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci birtakım şahısların yüksek riskli kümede olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Özellikle ailenizde hipertansiyonu olan bir kişi varsa, orta yaş ve üzerindeyseniz, kilonuz ülkü kilonuzdan fazlaysa, hareketsiz bir hayat üslubuna sahipseniz, daima gerilim altında yaşıyor ve geriliminizi yönetemiyorsanız, uyku apneniz varsa hipertansiyon açısından riskli gruptasınız demektir ve tansiyon ölçümünü kesinlikle nizamlı yapmanız gerekir.”
Sessizce organlara ziyan veriyor!
Sessiz hipertansiyonun yıllar içerisinde bedene ziyan verebileceğini hatta kalp hastalığı, felç ve böbrek hastalığı üzere çok önemli hastalıkların riskini artırabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebebi, bu nedenle rastgele bir belirti olmasa da birtakım durumlarda kesinlikle şüphelenmek ve doktora başvurmak gerektiğini söylüyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci şöyle konuşuyor: “Sessiz katil terimi çoklukla sessiz hipertansiyonu tanımlamak için kullanılır zira ekseriyetle semptom göstermediğinden beşerler kalp krizi yahut inme üzere tıbbi bir acil durumla karşılaşana kadar hipertansiyonları olduğunu fark etmeyebilirler.”
Yaygın bir hastalık!
Ülkemizde her 3 bireyden birinin hipertansiyon hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci “Araştırmalar, bilhassa yetişkinler ortasında sessiz hipertansiyonun yaygın olduğunu gösteriyor. Sessiz hipertansiyona yönelik Journal of Hypertension’da yayınlanan bir çalışma, yüksek tansiyonu olan yetişkinlerin yaklaşık yüzde 30’unda rastgele bir belirti görülmediğini ortaya koyarken, American Journal of Epidemiology’de yayınlanan bir öbür çalışma da, 18- 85 yaş ortası yetişkinlerin yaklaşık yüzde 17’sinde sessiz hipertansiyon olduğunu gösteriyor” diyor.
Bu belirtileri dikkate alın!
Hipertansiyonun (yüksek kan basıncının) ekseriyetle besbelli semptomları olmasa da baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, bulanık görme yahut göğüs ağrısı üzere şikayetlerin kesinlikle dikkate alınması, “çok gerilimli bir gündü onun için başım ağrıyor” ya da “çok koşturdum dinleneyim geçer” üzere fikirlerle ihmal edilmemesi gerekiyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci “Bu semptomlar hipertansiyona mahsus olmadığından yüksek tansiyonunuz olup olmadığını öğrenmenin tek yolu bir sıhhat uzmanı tarafından ölçülmesidir. Tertipli tansiyon denetimi, hipertansiyonun saptanması ve bedene ziyanlarının en aza indirilmesi için büyük değer taşımaktadır” diyor.
Tedavide bu tekliflere dikkat!
Sessiz hipertansiyonun tedavisinde ömür biçimi değişiklikleri ve kan basıncını düşürücü ilaçların değerli olduğunu belirten Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci “Düzenli antrenman, sağlıklı beslenme, ülkü kiloyu muhafaza, tuzu azaltma, alkol ve sigaradan kaçınma, ilaçları nizamlı kullanma kan basıncını düşürmeye ve hipertansiyondan kaynaklanan komplikasyon risklerini azaltmaya yardımcı olacaktır” diye konuşuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın